Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turda Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasıyla neticelenirken, milletvekilliği seçimleri ise mecliste Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu elde etmesiyle sonuçlandı ve Türkiye, milletin bir sefer daha sandıkta inisiyatifi eline alması neticesinde seçim virajını aldı.
Son iki sayıdır üzerinde çokça durduğumuz üzere bu seçim kritikti. 15 Temmuz’dan sonra idare planında bir değişim yaşanmış olsa da, atılması şart olan radikal adımlar bir türlü atılmadı. Batı’yla ve onlar adına vekaleten iş gören FETÖ başta olmak üzere iç ihanet şebekeleriyle, hakkını yemeyelim, fiilen iyi mücadele edildi ama fikren mücadele edilemedi. Demokrasi temayülü memleketimizde çoğunluğu teşkil eden ve iktidarı tayin eden Müslüman milletimizin rızasına uygun değişim ve dönüşümü gerçekleştirmenin meşruiyet kaynağı olmak yerine bir kez daha azgın azınlığın sapkın konfor alanını muhafaza etmenin vasıtası olarak işletildi.
Küfür ocağı CHP ve ortakları inkılapların gecikmesi neticesinde hasıl olan flulukta binbir surete bürünüp elde ettiği oy oranına bakarak heveslenmişse de bilmelidir ki, Müslüman milletimiz artık sizin öyle istediğiniz gibi güdeceğiniz koyun sürüsü değildir. Bu yüzden de Müslüman milletimiz, bugüne kadar pek çok kere gerek sandıkta gerekse sokakta vermiş olduğu desteği Erdoğan’dan bir kez daha esirgememiş ve bu inkılabları yapmasının demokratik zeminini teşkil etmiştir.
Tüm bu menfî şartlar içinde, seçim vesilesiyle Türkiye’ye kaçırmaması gereken ilâhi bir fırsat daha lütfedildi.
Bugüne kadar arada milletin sokaktaki müdahaleleriyle de olsa ıslahatlarla gelinebildi; fakat gerek iç ve gerekse dış konjonktüre bakıldığında artık açıktır ki, Türkiye için ıslâhatla yol almanın mümkünü kalmamış, inkılabların gerçekleşmesi bir bekâ meselesi hâlini almış bulunmaktadır.
Biz de bu vesileyle kapağımızda “Kaçırılmaması gereken ilahî fırsat! Şimdi iş inkılapta!” diyoruz.
İbrahim Tatlı, “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir!” başlıklı yazısında Türkiye’de yapılan genel seçimlere değiniyor, çelişkiler yumağı olan ucube bir rejimin daha fazla ayakta kalamayacağına işaret ediyor ve en büyük siyasi güç olan milletin isteğini yani İslam inkılabının yerine getirilmesi gerektiğini ihtar ediyor.
Ömer Emre Akcebe, “Millet ‘Devlet-i Ebed Müddet’ dedi” başlıklı yazısında seçimlerde tarafların tekliflerini işlerken Erdoğan’ın zaferiyle Türkiye’nin hangi ideale hizmet edeceğini soruyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyesi Hulusi Şentürk ile genel seçimleri, seçim sonrası yapılacak ve yapılması gereken icraatleri, kültür politikasının akıbetini konuştuk.
Köprü Derneği Başkanvekilliği ve Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği (MATÜSİTEB) Genel Başkan Yardımcısı Mehmed Arif ile Balkanları, Balkanların Türkiye’ye bakışını konuştuk.
Çakal Carlos (Muhammed Salim), “Türk Halkı Kendilerini CIA Ajanlarının Yönetmesini İstemiyor” başlıklı yazısında milletin taleplerini dile getiriyor ve Türkiye’nin sistemden dolayı yozlaşmış olduğunu belirtiyor.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 40. yılında kabri başında dualarla yad edildi. Programda birbirinden değerli şahsiyetlerle röportaj yapıldı ve Üstad’ın fikri, hayatı, mücadelesi konuşuldu.
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin 25 Mayıs 2023 tarihinde tertip ettiği Üstad’ı kabri başında anma programında Aylık Baran dergisi yayın kurulu üyesi Kazım Albay da öğrencilere ve Necip Fazıl’ı sevenlere hitaben “Büyük Doğu İdeolocyasını Hayata Tatbik Etmek” başlıklı bir konuşma yaptı. Konuşmanın tam metni dergimiz sayfalarında.
Bu sayımızda bir dönem Üstad Necip Fazıl’ın Büyük Doğu dergisinin çizimlerini yapan Gürbüz Azak ile bir röportaj yaptık. Azak, “Necip Fazıl şahsıyla, düşüncesiyle, eylemleriyle öğrenilmeli” dedi. Alaka ile okuyacağınızı düşünüyoruz.
Fatih Haznedar, “Bir Dehşet Manzarası” başlıklı yazısında yaşadığı bir hadiseyi anlatıyor.
Oyuncu Onur Yenidünya ile “Kendi Kültürüne Yabancı Sanatçılardan Kaliteli Eser Çıkmıyor” başlıklı bir röportaj yaptık. Röportajda Yenidünya’ya Müslümanların sinema ile olan ilişkisini sorduk.
Baran Dergisi'nin 659. Sayı - Put Adam Düzenini Yıkacağız
Baha Irmak, “Misyon ve Hareket” başlıklı yazısının 2. bölümünde ihtilal-inkılâp hareketi için bugünkü temel problem ve tehdidin ne olduğuna değiniyor.
Emrecan Çetin, “Meşruiyetsizliğin Hırçın Yüzü” başlıklı yazısında işgalci İsrail’in meşruiyetsizliğinden bahsediyor.
Yuval Noah Harari’nin The Economist’te yapay zeka üzerine kaleme aldığı bir yazısını tercüme ettik. “Yapay Zeka İnsanın İşletim Sistemini Hackledi” başlıklı yazıda yapay zekanın toplumun geleceğini önemli ölçüde etkileyebileceğini söylüyor.
Bahattin Yeşiloğlu, “Yeni Çağın Kahramanı Akıncı” başlıklı yazısında Akıncılar ismine, temeline ve tarihte akıncılar geleneğine temas ediyor.
M. Taha İnci, “Turgut Cansever’in Işığında İslam Mimarisini Okumak” başlıklı yazısında İslam mimarisini, Turgut Cansever’in mimariye sağlamış olduğu katkılarıyla birlikte ele alıyor ve Cansever ışığında İslami bir mimari yapının günümüze nasıl uyarlanması gerektiğine değiniyor.
Hasan Hüseyin Akdağ, “Şehircilik, Modern Mimari, Batılılaşma ve Dostoyevski” başlıklı yazısında Dostoyevski’nin romanları üzerinden Batılılaşma sebebiyle şehirlerdeki değişimden bahsediyor.
Oğuzcan Şahin, “Özgürlük İçin Şarkını Söyle” başlıklı yazısında müzisyen Aretha Franklin’den bahsediyor.
top of page
35,00₺Fiyat
Fiyat Seçenekleri
Tek seferlik satın alma
35,00₺
Abone Olun
33,00₺12 ay boyunca her ay
bottom of page