Maalesef, iki asırdır kültürel mânâda çöl şartlarında yaşıyoruz. Tanzimat, Meşruiyet, Cumhuriyet çizgisinde gelişen modernleşme sürecinde evrensel değerler olarak dayatılan Batı normlarının tamamını ithâl ettik. İlâhî olanı beşerî âlemden tahliye ettikten sonra kâinatı “yeniden yaratmaya” soyunun Batı adamının, kaba ve satıhçı anlayışının bünyeye sirayetiyle ruhumuzu doyurmaktan mahrum kaldık. Artık, İslâm’ın kalesi olan memleketimizde de mukaddes duygular günümüz insanı tarafından “mânâsız” bir şeymiş gibi öteleniyor. “Modernleşen” fert bir şeye bağlanma, tutku, heyecan gibi insanî duygulara yabancılaştı. Halbuki bu duygular insanın istidadını geliştirip, derin düşüncelere yelken açmasını sağlar. 
Parçaları birbirine bağlayıp, güzelliği tüm büyüleyiciliği ve bütünlüğü içinde kavrayabilmek için, her ibadetiyle bir eser vücuda getirmekle yükümlü olan Müslümanın ise hayatın her alanıyla estetik bir bağ kurmak, estetik temsil aracılığıyla güzelliği hissedilir kılacak bir form yakalamak gibi bir derdi olmalıydı. Ancak güzeli bulmak, güzele ulaşmak, güzelden anlamak kolay bir iş değildir... Güzel olan yüce olandır, fethi meşakkatlidir, bedel ister... 
“Allah, güzeldir güzeli sever.” Unutulmamalıdır ki, “doğru olmayan güzel de değildir” ölçüsünden bakışla, güzeli bulmak bile başlı başına bir eğitim, şuur ve kültür meselesidir.  Bize kendimizi tüm varlığımızla kavrama ve tanıma imkânı sağlayacak “Bütün Fikir” ortada, güzelliğe karşı duyarsızlığımızı ortadan kaldırmak ve güzele erişmek de buradan damıtılacak bilgiyle ve o bilgiden doğan yapıların teşekkülüyle mümkündür.
Kapağımızda “İslâm, güzellik sevgisidir…” dedik. Kapak mevzumuzu “Tesettür ve Estetik” başlıklı yazısında Mevlüt Koç işledi.
Bülent Civan, “Tarih, Millet Ruhu ve Kadim Müktesebat” başlıklı yazısında “Bir tarih hükmüne sahip olmak, istikbal tasavvurunun mukaddimesidir.” diyor.
M. Taha İnci, Zeytinburnu Belediyesi’nin Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in doğumunun 110. yılı anısına çıkardığı “Necip Fazıl Kitabı”nı tenkid ediyor.
Fatih Tuğra Doruk, “İslâm Kisveli Müfteri” başlıklı bir yazı kaleme aldı. 
Melikşah Sezen, “Vahyin İnzâl Keyfiyeti” başlıklı yazısında Mustafa Öztürk’ün “tarihsellik” anlayışını tenkid ediyor. 
Muzaffer Ayvalıoğlu Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig ve Nikolo Makyavel’in Prens kitabını mukayese ediyor. 
Hasan Hüseyin Akdağ, “Nasip, Vakit ve Sevgi Üzerine” denemesiyle dergimizin sayfalarında…
Bu ay Prof. Dr. Serdar Demirel ile modernitenin Müslümanlara tesirini konuştuk. Alâkayla okuyacağınızı düşünüyoruz. 
Zeynel Abidin Danalıoğlu, Miftah Barutlu karakteriyle alâkalı hikâye serisine devam ediyor; bu seferki başlığı “İmza”…
Dr. Vehbi Kara, USS William Porter isimli sakar geminin serüvenini anlatıyor.
Hanife Kındır, Mesnevi’den Hikâyeler başlıklı yazısında Bedevi ile Filozof’un münasebetini yorumluyor. 
Zekeriya Koç, Rönesans üzerine bir deneme kaleme aldı. 
Dergimizde ayrıca sizler için derleyip, yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz. 
Allah’a emanet olunuz.